Sayfalar

18 Aralık 2019 Çarşamba

1Q84 - Haruki Murakami




Aomame gizemli taksiciyle konuşurken Tokyo trafiğinin hiç ilerlemediğini fark eder. Gideceği yere geç kalmak üzere olan genç Aomame alternatifleri düşünür. Taksici; otoban tahliye kapısından inip farklı şekilde gidebileceği bir alternatif önerir. Taksiden inen Aomame, bahsedilen kapıdan geçer ve gideceği yere varır. Fakat daha sonra bazı acayiplikler gözlemlemeye başlar. Mesela mazide kalan eski polis üniformalarını gene  polislerin üzerinde görür. Bunu kafaya takar ve araştırmaya girişir. Arşivleri karıştırır. Daha önce hiç duymadığı gündemi sarsmış haber arşivleri ile karşılaşır. Daha sonra , otoban kapısından geçtikten sonra farklı bir gerçekliğe( paralel evrene ) geçtiği çıkarımına varır. Normalde yaşadığı zaman 1984 iken Aomame bu paralel dünyaya 1Q84 adını verir.

Konu içinde farklı başka konularında işlendiği kitap aslında üç kitaptan oluşan serinin ilk kitabı. Yazarın, Japonya'nın içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik döneme de göndermede bulunduğu bu eser bir solukta bitti. 

3 Aralık 2019 Salı

Ağacı, taşı sanata dönüştüren çoban

                                                                                                              gazeteduvar
                         


Muş, Varto’da  çobanlık yapan Vedat Yalçın'ın ilk sanat kıvılcımları taşların üzerine  çizdiği resimler ile çıkmaya başladı. Daha sonra arkadaşlarının da olumlu tepkisiyle kendini geliştirilmeye karar verir. Dağlarda koyunları otlatırken, çevrede topladığı ağaç taş vb malzemeleri çekiç ve murç ile şekillendirmeye başlar.



                                                                                                              gazeteduvar



Yalçın ilk taş şekillendirme hikayesini şu cümlelerle anlatıyor:

4 yıl önce çobanlık yaparken bir taş gördüm, sanki ‘ben sıradan bir taş değilim’ dercesine dikkatimi çekti. Onu alıp işlemeye başladım ve o günden sonra ağaçtan, taştan ve birçok atık malzemeden heykel yaptım. Koyunları otlatırken taşlara ve ağaçlara hiç kimsenin bakmadığı açıdan bakıyorum. Bir yüz veya objeye benzettikleri mi alıp işliyorum. Bazı ağaçlar bana ‘yanıp kül olmak istemiyorum’ diyor sanki. Fırına ekmek almaya gittiğimde gördüğüm bir ağaç dikkatimi çekti. Fırıncıdan ona heykel yapmak için istedim. Fırıncı önce güldü, sonra ağacı verdi. O ağaçtan güzel bir heykel yaptım.”


 Çevresindeki gençlere örnek olmak isteyen Yalçın'ın en büyük hayali  köyünde sergi açmak.