Sayfalar

31 Aralık 2018 Pazartesi

Gezi



                          
  Dantel Kafe
     
 Arada sırada Ankara Kalesini gezmeye gidiyorum. O bölgedeki eski Ankara evlerini yakından görmek bende farklı duygular çağrıştırıyor. Eski Ankara evlerinden kastım, restore edilmemiş olanlar. Betona gömülen Ankara'nın farklı bir yüzü olan bu bölge beni hep etkilemiştir. Daracık sokaklar, tüten bacalar, is kokuları, sokakta oynayan çocuklar  vs…


Çevredeki kafe tipi işletmelerde bu ahengi tamamlayan farklı konseptlerini müşterilere sunuyorlar. Mesela Koç Müzesi’nin yanından aşağıya inerken  solda kalan Gramofon Kafe bunlardan biri. Fakat bu yazımda size Gramofon Kafe'yi değil o bölgede bulunan Dantel Kafe'yi anlatmak istiyorum.(Belki daha sonra Gramofon Kafe'yi de anlatırım).




Ankara’da yeni yeni görmeye başladığımız farklı kafe ve restoran konseptini bir adım daha ileri götüren Dantel Kafe, Kale mahallesi, Aslanhane sokakta bulunmakta olup, ziyaretçilerine sıcak ortamı ve sıra dışı atmosferi ile keyifli vakitler sunuyor. Güler yüzlü personeli, Harry Potter filminden fırlamış gibi görünen ve mekana sürreal bir hava katan ikinci el eşyaları ile sıra dışı bir mekan. Burada dekor olarak kullanılan, elbiseler, eski radyolar, klasik çalar saatler, daktilolar ve siyah beyaz fotoğrafları aynı zamanda satın alabiliyorsunuz. Mekanın aynı zamanda şirin bir balkonu ve sahaf bölümü de mevcut. Ankara’nın klasik kafe konseptine farklı bir yaklaşım getiren Dantel Kafe, sıra dışı içeriği ve sıcak atmosferi ile ziyaretçilerini karşılıyor.

29 Aralık 2018 Cumartesi

Kültür-Sanat



GLENN MEADE-SON TANIK

Geçenlerde Glenn Meade’nin Son Tanık isimli kitabı elime geçti. Bu yazarı daha önce okuyanlarınız bilir, genelde yazarın tarzı, karanlık Avrupa tarihinde geçip, araya dramatik ya da gizemli aşk hikayeleri serpiştirmesi şeklindedir. Bu kitapta da aynı çizgisini korumuş ve farklı olaylar zincirinde, bizi gene bir aşk hikayesinden mahrum bırakmamış.
    
Meade’nin bu kitabında da  birbirine tutkuyla aşık iki kişinin Sırp soykırım kamplarına kadar uzanan entrika dolu hikayesini bulacaksınız. Geçmiş zaman ve şimdiki zaman örgüsü arasında dengeli bir bağlantı kuran yazar,  olaylar ve sonucunda okuyucuyu şaşırtmayı başarıyor. Kitap, kurgusu itibari ile Sovyetlerin dağılmasından sonra Sırp milliyetçiliği ile başlayan soykırım hareketlerinin vahşetini etkileyici bir dil ve betimleme ile okuyucuya yansıtmış. Yazarın diğer romanlarından da alıştığımız üzere okuyucunun dikkatini bir noktaya toplayıp, farklı noktalardan olaylarla bağlayarak sürprizlere açık bir final yapıyor.

Bana göre, belki bir Sakkara’nın Kumaları gibi olmasa da, okuyucu saran, akıcı ve yoğun tempoda     geçen güzel bir kitaptı.

28 Aralık 2018 Cuma

Teknoloji

Casper Nirvana F650

-15.6 inç (1366x768)
-İnter Core i5  8250U
-2 GB Nvidia GT 940MX
-8 GB DDR4 Bellek
-3 Adet Usb port ve 1 adet Type-c yuvası

Döviz kurlarının iyice tırmanışa geçtiği şu dönemlerde, uygun fiyat-performans dengesine sahibi diz üstü bilgisayar bulmak neredeyse imkansız hale geldi.


Ortalama bir dizüstü bilgisayarın 5000 TL civarında fiyatlara sahip olduğu şu günlerde, Casper’ın 3800-4200 TL bandında satılan bu ürünü uygun bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor.

Bu modelden yaklaşık iki hafta önce kuzenime aldık ve benimde inceleme fırsatım oldu. Casper daha önce bilindiği üzere ısınma problemleri ile ün salmış bir marka olsa da, son dönemlerde çıkardığı estetik modellerinde bu sorunu aşmış gibi görünüyor. Artı, Casper’ın Excalibur serisi ile yakaladığı bir ivme var ki , yazmaya kalksak başlı başına bir yazı konusu olur.


Konuya dönecek olursak, incelediğimiz bu modelde, oyunlarda ve yüksek çözünürlüklü filmlerde herhangi bir ısınma sorunu ile karşılaşmadık. Şarjda kullanım olarak ortalama 6 gibi net bir süre çalışmayı başardı.

Ses sistemi giriş bölümünde belirtiğimiz  gibi Dolby teknolojisine sahip olup bu teknolojinin hakkını rahatlıkla veriyor. Ayrıca ekolayzır görünümlü şık hoparlör bandı da hemen ekranın önünde çok şık konumlanmış.

Son olarak toparlayacak olursak;4000 TL civarı bir bütçe ile, hem iş hem de çok yüksek performans beklentisine girmeden ortalama bir notebook arayışınız varsa, bu model uygun bir alternatif olabilir.

27 Aralık 2018 Perşembe

Kültür-Sanat




Stephen King-Eğlence Parkı


       Stephen King üstad, yaşının iyice ilerlemesinden midir bilinmez, romanlarında yaşlandıkça iyice duygusallığı ön plana çıkarmaya başladı.
       
       Okuma fırsatı bulduğum bu romanında da King, duygusallık ile gerilimi harmanlayıp sürükleyici bir şekilde okuyucuyu avucunun içerisine almayı başarıyor.
       
      Ana karakterimiz, üniversiteli Devin Jones, kırılan kalbinin acısını unutmak ümidiyle geçici olarak eğlence parkında sezonluk işbaşı yapar. Burada kendisini, cinayet efsaneleri, ölümü bekleyen hasta bir çocuğun duygusal  olarak yaşadıkları bekler.
       
     Yazar; olayları etkileyici bir şekilde anlatarak, ölümden sonraki yaşamı düşündürüp okuyucu ile iletişim kuruyor. Konunun ilerleyişi; sade, anlaşılır, okuyucuyu sıkmayacak şeklide kurgulanmış.
      
     Sürükleyici, fakat korkma beklentisi olmadan, değişik duygu tonlarında bir roman arayışınız varsa bu kitap ilginizi çekebilir. Kitap üzerinde de burada tartışabiliriz.

26 Aralık 2018 Çarşamba

Gezi


PAPAZIN BAĞI                                

Ankara’nın ortasında el değmemiş bir vaha görüntüsü veren Papazın Bağı, özellikle sıcak yaz günlerinin boğucu havasında, serin ağaç gölgeleri altında serin atmosferi ile ziyaretçi akınına uğruyor.

Çankaya’nın, Kazım Özalp Mahallesi, Kuleli Sokakta bulunan bu yeşil alanın çevresinde otopark  imkanı da bulunuyor. Sosyal medyada, servisin çok yavaş ve fiyatlarının pahalı olduğuna yönelik yorumlara rastladım fakat ben en son geçen sene gittim, servis hızı normal, fiyatları da gelen kahvaltının bolluğuna oranla gayet makuldu. Son dönemlerde kaliteyi düşürmüşler ise bilemiyorum.




ANKARA’NIN ORTASINDA CENNETTEN BİR KÖŞE

Burada hem yazlık açık alan hem de kapalı olan kışlık bölümde hizmet veriliyor. Yazlık bölümde, yazın kavurucu sıcağında yoğun ağaçların oluşturduğu gölgelerin serinliğinde  kahvenizi içerken, sular akan küçük kanallarda yüzen renkli balıkları seyredebilirsiniz. Balıkların yanında ailesi ile buraların sahibi benim gibisinden volta atan kaz grupları da  komik bir görüntü oluşturuyor.
Daha önce burayı bilen eski ziyaretçiler hatırlar, bira ile gözleme yemek burada meşhurdu. Fakat menüden alkollü içkiler çıkarıldığı için sadece alkolsüz içecekler mevcut.

25 Aralık 2018 Salı

Kültür-Sanat





STEFAN ZWEİG-SATRANÇ

Öyle bir kitap düşünün ki; gemi yolculuğu ile başlasın, satranç oyunuyla okuyucuyu çeksin, satrancı oynayan gizemli karakterlerin geçmişi ile sizleri derinden sarssın. İşte Stefan Zwieg bu kitabında tam da bunu başarıyor. Fakat ağıza sürülen bal misali bu eserin tadı damağımızda kalarak bitiyor. Zira kitap çok ince.

Kitabın kurgusuna çok girmeden, ana karakterlerin psikolojik durumu ve geçmişleri, okuyucuya betimlemeler aracılığı ile canlı şekilde aktarılmış. Bunun, okuyucuya bu kadar dahice  hissettirilmesinin sebebi, yazarın derin psikolojik birikimini eserlerinde ustaca kullanmasında yatıyor.
Akıcı bir tonda ilerleyen kitap, resmen hiç ara vermeden bitirilsin diye tasarlanmış. Gözümüze takılan belki de tek kusuru tadının damağımızda kalıp bir çırpıda bitmesi oldu.

Hem psikilojik öğeleri içinde barındıran hem de betimlemeler ile okuyucunun hayal dünyasını zenginleştiren bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum.

24 Aralık 2018 Pazartesi

Kültür-Sanat




               




Dünyanın en sıradışı kütüphanesi Oodi

Ülkemizde devasa Avm, dev gökdelen ve beton ormanından oluşan çok büyük bütçeli projelere alışkın olduğumuz için Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de 98 milyon Euro’ya yapılan bu kültür projesi benim çok dikkatimi çekti.Fakat sonradan araştırdım ve Finlandiya’nın eğitime ne kadar önem verdiğini gördüm. Haliyle eğitime bu kadar önem veren bir ülkenin bu derece büyük ebatlı ve bütçeli kütüphane projesine şaşırmadım.





Bahsettiğimiz proje 17 bin 250 m2 kullanım alanına sahip olup, bahsettiğimiz gibi 98 milyon Euro’ya mal edilmiş. Burayı sadece kütüphane olarak düşünmeyin, aynı zamanda  çeşitli teknolojik alt yapıya da sahip. İçerisinde 3D yazıcılar, video kayıt imkanı için stüdyolar, müzik çalışması için alanlar ücretsiz kullanılabiliniyor.

Çocukların ilgisini çekmek için etkinlikler, kitap kulüplerinin organizasyonları için alanlar, kütüphaneye gelemeyecek durumda olanlar için eve kitap hizmeti bu projenin aynı zamanda  ne kadar sosyal bir proje olduğunu da bize gösteriyor.

Ülkemizde bu tip modern mimariye sahip, ve teknolojik alt yapı ile desteklenen büyük kültür projelerini görmek dileği ile bir sonraki yazımızda görüşmek üzere hoşçakalın.

23 Aralık 2018 Pazar

Teknoloji



GRAND PARİS EXPRESS


Ülkemizin büyük şehirlerinin raylı sistem fakiri olduğunu düşündükçe başka şehirlerdeki bu tip projeler hep ilgimi çekmiştir.

Dünya’da kalabalıklaşan şehirlerin ulaşım planında en önemli yer  tutan raylı sistemler, nüfus olarak daha az  bir sayıya  sahip olan Avrupa’nın metropollerinde de hızla gelişmeye devam ediyor.


Raylı ulaşım sistemleri içinde, şehir içi trafiğe en büyük alternatif  olan metro sistemlerini duymayan yoktur. Avrupa’nın en büyük başkentlerinden biri olan Paris’te de bu alanda çalışmalar devam ediyor.


İlk metro hattına 1900 yılında sahip olan Paris, günümüzde 214 km’lik toplam hat uzunluğu ile hizmet veriyor. Bu oran, ülkemiz şehirlerinden nüfusu 20 milyona koşan İstanbul’da 145 km, Ankara’da ise 65 km.(Hemen belirtelim net metro uzunluklarından bahsediyoruz. Bu rakamlara tramvay, banliyö gibi sistemler dahil değil.)







SANAT ESERİ GİBİ 4 BÜYÜK TRANSFER MERKEZİ

Konuya tekrar  dönecek olursak ,Paris’in 214 km’lik mevcut hatlarına ilaveten 70 km’lik sıfırdan bir hat daha entegre ediliyor. Grand Paris Express adındaki bu yeni hat, eski hatlar ile 4 noktadan kesişecek ve buralar aktarma istasyonu olacak. Bu 4 aktarma merkezi için dünyaca ünlü mimarların katılım gösterdiği yarışmalar düzenleniyor. Mesela; Saint-Denis Pleyel istasyonu için açılan yarışmayı dünyaca ünlü tasarımcı  Kengo Kuma kazandı ve aşma aşama inşaası başladı. Yeni yapılan bu sistem ile Paris metrosu toplamda 284 km ile hizmet verecek.

20 Aralık 2018 Perşembe

Teknoloji



ELON MUSK’UN OTONOM ARAÇLAR İÇİN GELİŞTİRDİĞİ MEGA PROJE

Çılgın mucit Elon Musk yaptı yapacağını ve gene bir çılgın proje ile dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Otonom araçlar, geri geri inen roketler vs derken bu sefer Musk karşımıza büyük şehirlerdeki trafik yoğunluğunu azaltmak amacıyla geliştirilen tünel projesi ile  çıktı.


                               


Musk’un bir  başka şirketi olan  Boring Company tarafından geliştirilen proje, 1.8 km’lik uzunluğa sahip. Tünel; Los Angeles Country, Boring Company ve Space X’in merkezinin bulunduğu Hawthorne arasında ulaşımı sağlayacak.


                               


Paten adı verilen elektrikli taşıyıcıların araçları hareketlendirmesi ile çalışacak olan akıllı tünel, otonom araçların 250 kilometre hız gibi rakamlara varacak süratlere çıkarmayı hedefliyor.

Gerekli izinlerin alınması durumunda, yaya ve bisikletli sürücülerde bu projeden faydalanabilecekler. Projenin başarılı olunması halinde, Chicago ve Washington D.C şehirlerinde de uygulanması  hedefleniyor.

19 Aralık 2018 Çarşamba

Sinema-Dizi


Nedir Bu Netflix?

Netflix;ödüllü dizleri,filmleri,belgeselleri,abonelerine internet üzerinden izlemesine olanak sağlayan yayın hizmetidir.

1997 yılında Kaliforniya'da Reed Hastings ve Marc Randolph tarafından kurulan Netflix,internet üzerinden gerçek zamanlı veri akışı ve video-on-demand ile posta yoluyla DVD dağıtımı alanlarında uzmanlaştı.Gelişen teknolojiye hızlıca adapte olup işleri suyun akışına uydurmasını bilen şirket,hızlı bir yükseliş ile dünya pazarında ciddi bir yer edindi.

Ülkemizde de kendine iyiden iyiye yer bulmaya başlayın Netflix’i çekici kılan başlıca özellikleri neler ,bunları inceleyelim.



-Öncelikle çok fazla konu ve içeriğe sahip olması

-Sürekli yenilenerek  güncelliğini koruması

-Yayınların silinmesinden önce  kullanıcıların haberdar edilmesi ve firmanın müşteri odaklı ciddi bir politika yürütmesi başlıca nedenleri.




Teknik olarak çok güçlü bir alt yapıya sahip olan Netfilx;bilgisayar,Xbox one,ps3-4,iOS,Windows ve Android platformu kullanan cihazlar ile ulaşmak mümkün.

18 Aralık 2018 Salı

Teknoloji

   
CASİO-MUDMASTER-Tough Solar

   Casio markasının Mudmaster ailesinin yeni üyesi olan Toug Solar serisi,ailenin diğer üyeleri  kadar özelliği bünyesinde barındırmasa da tasarım olarak hiçte geri kalmadığını ilk görüşte hissettiriyor.
   Saatin ana hatlarına bakacak olursak,analog göstergenin altında farklı fonksiyonlara sahip dijital göstergeler bulunuyor.Mudmaster serisinin tipik özellikleri olan;moloz,toz,çamur gibi etkenlere dayanıklı olan saat;baramotre,altimetre ve termometre gibi ölçümleri yapan sensörlere sahip değil.Tabi bu özelliklerin olmamasının,fiyatına da olumlu yansıyacağını unutmamak gerek.
   Saatin genel özelliklerine bakacak olursak;dünya saati,güneş enerjisi ile şarj olma,kol kaydırma özelliklerine sahip.
    Bu tür saat meraklıları için,altimetre,barometre ve termometre özellikleri sizin için ön planda olmayıp,sağlamlık ve şıklığı bir arada sunan bir saat istiyorsanız bu ürün tam size göre olabilir.

Sinema-Dizi



                     
                     Kadınların Başrolde Olduğu Filmler Daha Çok Kazandırıyor


2014-2017 yılları arasında gösterime giren 350 film üzerinde yapılan araştırmaya göre kadınların başrolde oynadığı filmlerin gişede daha çok kazandırdığı ortaya çıktı.

Creative Artists Agency ve teknoloji şirketi olan Shift 7 tarafından yapılan araştırmada;10 milyon dolar altı,10-30 milyon dolar arası,30-50 milyon dolar arası,50-100 milyon dolar arası ve 100 milyon dolar üstü bütçeli filmler incelendi.Çıkan sonuçlara göre,bütün kategorilerde kadınların önde olduğu filmlerin ,erkeklerin  başrol oynadığı filmlere oranla,önde olduğu sonucu çıktı.

Sony Pictures’in eski başkanı olan Amy Pascal ,konu hakkında “Hollywood’da filmlerin nasıl olacağına karar veren kişilerin bu duruma dikkat etmesi gerekiyor” dedi.

17 Aralık 2018 Pazartesi

Kültür-Sanat

                                    İSTANBUL KARMA METAL HEYKEL SERGİSİ




İstanbul,Trump Art Gallery'de sergilenen ,"Metalist Manifesto Karma Metal Heykel Sergisi" 2 Ocak tarihine kadar ziyarteçilerini bekliyor.


Tasarımcıların çağdaş sanata bilinçaltlı göndermelerde bulunduğu sergide metal malzemeler kullanılarak üretilen heykeller sanatın bilinç altı derinliğini yansıtıyor.

Sanatı farklı bir yönüyle ele alıp bilinen kalıpların dışına çıkaran bu sergi,sanat sever dostlarımızın ilgisini çekebilir.

Kültür-Sanat



     

           
                                    George Orwell 1984

 Gelecek temalı;karanlık bir diktatörlüğün olduğu,halkın hep takip edildiği,gözlendiği,fişlendiği,vs gibi konulara sahip film yada kitaplara mutlaka denk gelmişsinizdir.Ahlak polisleri,sırf düşündüğünüz için yok edildiğiniz baskıcı düzenin adamları,bu tip film yada kitapların olmassa olmaz ögeleridir.İşte Orwell’ın  1944’te  kaleme alıp 1984 yılının karanlık ütopyasını tasfir ettiği bu eser yukarıdaki bahsettiğimiz konuları temel alarak kurgulanmış.

Büyük Biraderin Gözleri Üzerinizde

   Kitapta ilahlaştırılmış bir büyük bilader var.Kendileri,devletin tepesindeki diktatör lider.Ama gerçek mi,sahte mi,halkı korkutmak için bir algı operasyonu mu belli değil.İşte bu büyük biraderin devasa afişleri kitabın konusunun geçtiği bir çok mekanda karşımıza çıkıyor.Ve bu adamda öyle bir göz var ki,bakışları ile sanki ,yanlış birey yapmayın,başınızda ki beni unutmayın,ben buradayım mesajını veriyor.Aynı şekilde gene her ortamda komut veren ve insanları gözetleyen tele ekranlar,devasa yapılara sahip bakanlıklar,düşünce suçu işleyen insanların,düşünce polisleri tarafından buharlaştırılması ve geçmişinin de yok edilmesi güzel ayrıntılar.Kitaptaki ana unsur;sisteme koşulsuz itaat,korkutma,ihanet etmeye kalkışanın cezalandırılması yolu  ile toplumu sindirme psikolojisi üzerine kurulu…

14 Aralık 2018 Cuma

Gezi


                               

                       
           


                                   ERİMTAN ARKEOLOJİ VE SANAT MÜZESİ
        
        Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi ,Ankara Kalesi’nin hemen yakınında  bulunan Rahmi M.Koç  Müzesinin hemen yanında konumlanmaktadır.Yaklaşık olarak bünyesinde iki bin taşınır eseri barındıran müzede, eser çeşitliliği genel olarak Roma dönemini kapsamaktadır.Roma dönemine ait;şişeler,bardaklar,sikkeler,çeşitliliği ile öne çıkıyor.Müzedeki uzmanlar tarafından hazırlanmış açıklamalar,eserlerin özelliklerini açıklamak  amacıyla sunulan dijital görseller ve seslendirme sistemleri ziyaretçilerin müzenin içeriğini daha iyi anlamasını sağlıyor.
      


      Müze üç kattan oluşuyor.İki katı yukarıda bahsettiğimiz eserlerin sergilenmesine yönelik.En altta bulunan  kat ise daha sıra dışı bir deneyim sunuyor.Yukarıda bahsettiğimiz içerikten farklı olarak bu katta koku müzesi yer almaktadır.Burada birbirinden farklı bir çok kokuyu koklama imkanına sahipsiniz.Örneğin;ıhlamur,lavanta,kömür hatta keçi kokusu bile bulunmakta.Müzede küçük bir kafe ve 158 kişilik konser salonuda var.Bu konser salonunda bir çok etkinliğe katılıp özellikle Salı konserlerinin tadını çıkarabilirsiniz.



13 Aralık 2018 Perşembe

Kültür-Sanat






                                             Bir Çift Yürek-Marlo Morgan

              Ruhsal huzur,gizemli bir kabile,gizemli kültürler,sürprizlere açık mistik bir yolculuk.Çetin çöl koşullarında hayatta kalma mücadelesi ,bir ekibin üyesi olarak size verilen sorumluluklar ve sertleşen doğa koşullarına paralel gelişen manevi huzur.

              Kitap;Amerikalı bir tıp doktoru olan Marlo Morgan’ın 4 ay boyunca Avusturalya yerlileri ile (Aborijinler)yaptığı zorlu bir yolculuğu anlatıyor.Çetin doğa koşullarına karşı birlikte hareket etmenin önemi,her grup üyesinin aldığı sorumluluklar ve bu sisteme yavaş yavaş doktorunda dahil edilmesi kitapta,okuyucuya sade ve aşamalı şekilde aktarılmış.

            Şehir hayatına alışık olan doktor yolculuğun başında çok zorlanır.Hatta bırakmayı bile düşünür.Yolculuk ilerledikçe kabilenin görev dağılımı,israf kavramına verdiği değer,kendileri kadar doğadaki diğer canlılarında düşünülmesi doktorda derin etkiler bırakmaya başlar.Yavaş yavaş gruba alışan ve sorumluluk almaya başlayan doktor ruhsal olarak bir gelişim sürecine girer.Daha fazla detay vermeden bu kitap;hem macera hem  de kişisel gelişime meraklı okuyucular için ilgi çekici olabilir.

12 Aralık 2018 Çarşamba

Kültür-Sanat






                                                       WİLLİAM BECKFORD-VATHEK

         Kitap ;egosu ve kibri yüzünden gözü hiçbir şeyi görmeyen ,çevresini hiçe sayan ve annesinin etkisinden kurtulamayan bir halifenin kendisini ziyarete gelen bir yabancının vadettiği altın ve tılsımlarla dolu olan yer altı sarayına ulaşmasını anlatmaktadır.Kitap, bin bir gece masalları hissini uyandırsa da aslında yazarın yaşadığı dönemdeki müslüman coğrafyasındaki olaylara bakış açısını eleştirel bir dilde okuyucuya sunmaktadır.Kitaba eleştirel yönden bakacak olursak;olay kurgusu bir anda gelişip bir anda farklı noktalara geçiyor.Bu durum okuyucunun kitap üzerindeki konsantrasyonunu bozuyor.Kitapta ,bölüm yada aranın olmaması,konu bütünlüğünün dağılmaması için okuyucuyu tek seferde kitabı bitirmeye zorluyor.Son olarak; kitap farklı  tarz macera romanı seven okuyucularının ilgisini çekebilir.Özellikle kitapta kendini hissettiren oryantalizm etkisi okuyucuya farklı bir dünya sunuyor.

11 Aralık 2018 Salı

Kültür-Sanat


                                                









                                           Beklenmeyen Misafir - Agatha Christie

         Enteresan bir kaza ,gizemli bir misafir, bir anda gelişen olaylar silsilesi.Eğer sizde benim gibi korku,gerilim,cinayet ve gizem öğelerini içinde barındıran türlerden hoşlanıyorsanız bu kitap tam size göre.Kitabın birazcık daha içerik ve teknik yönlerine bakacak olursak;olaylar hemen kitabın başında çok hızlı gelişiyor yani kendinizi olayların içinde bir anda pat diye buluveriyorsunuz.Konu akışı tek bir senaryo üzerine kurgulu.Yani dallı budaklı, parçalı konuları sonradan tek merkezde toplama şeklinde bir akış yok.Yazarın daha önceki romanlarında da alışkın olduğumuz, okuyucuyu şaşırtmaya yönelik hedef saptırmalar sıkça karşımıza çıkıyor.Fakat bu kitabı diğer Agatha Cristie romanlarından ayıran öyle bir finali var ki detayları bende kalsın.Eğer sizde benim gibi ;cinayet,zincirleme olaylar ve gizem öğelerini etkileyici bir biçimde okuyucuya sunan kitaplardan hoşlanıyorsanız,bu kitap tam size göre.