Sayfalar

26 Aralık 2020 Cumartesi

Mutlu Ölüm - Albert Camus

Konu içinde iki zıt kutup var. Birincisi; zengin, her şeye  sahip fakat iki bacağı kesik olduğu için hep eksiklik içinde yaşayan Zagreus. İkincisi ise; fizik olarak normal, hatta atletik, çapkın ama parasız olan Mersault.

Daha ilk paragrafta bir cinayet ile tanışıyoruz. Daha sonra cinayete uğrayan kişinin sağ olduğu dönmelerde Marsault ile yaptığı, para saadet getirir mi çerçevesinde ki  felsefi sohbeti bizleri bekliyor. Bir çok nokta da beyin fırtınası yaptırıp, kafamızın içerisindeki kör noktaları aydınlatan sohbetler var. Kitabı okuyan arkadaşlarım ile uzun uzun tartıştığımız paragraflar olmuştu.  

Ben kitabı okurken sanki radyo tiyatrosu dinliyormuşum gibi hissetim. Sanırım hayal gücümün yönü ile alakalı bir durum. Birde yazarın, yazım dili ile alakalı bir durum sanırım, seri şekilde okurken bir  anda boşluğa düştüğüm çok oldu.

13 Aralık 2020 Pazar

Climax

 


Fransız  yönetmen Gaspar Noe ile tanışmamız bu film ile oldu. Film acayip ve çok garip. O kadar garip ki filmin ortasında kapanış yazıları falan geçmeye başladı, bitime daha dünya zaman vardı. Sonra film tekrar başladı. :)

Filmin çekim tarzı biraz farklı. Daha önce bahsettiğim kameranın kesintisiz çekim tekniği bu filmde de uygulanmış.



- Olaylar, bir grup dansçının, dans  yarışmasına hazırlandığı  üç günlük prova süresinde geçiyor. Fakat filmde  geçen olay, sadece bir gecede meydana geliyor.

- Yirmi dansçı arasında farklı cinsel eğilimleri olan kişilerde var.

- Ara ara Fransız milliyetçiliği ön plana çıkarılmış.

- İşlenen konu 1996 yılındaki gerçek bir olaya dayanıyor.

- Film biraz +18 kategorisinde. Cinsellik ve uyuşturucu vb madde kullanımı film içinde hayli yüksek.


3 Aralık 2020 Perşembe

Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Yeni Salonuna Kavuşuyor



                                                                  



                                                     
 
 Fotolar: yenişafak.com                                                           


Temeli 1997 atılan yeni CSO kompleksi nihayet bugün açılıyor. Yıllardır Ankara Adliyesi'nin  yanında, dev gibi yumurta formu ile dikkatleri çeken ilginç yapı,  yirmi üç yılda tamamlandı ve bugün itibariyle hizmete giriyor. 


                                                                              

                                                                          

   Fotolar: Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Resmi Twitter Hesabı                                                            


Yapı, iki salon ve fuaye alanından oluşuyor. Ana salon 2023, küçük salon ise 500 kişi kapasiteli. Kompleks içerisinde ayrıca hediyelik  eşya dükkanları ve kütüphanede bulunacak. Hemen yanında bulunan tarihi eski CSO binası, arkadaki CerModern , opera binası ve civardaki müzeleri de düşünürsek bölge tam anlamıyla kültür adasına dönüşüyor. Unutmadan, yapımı devam eden Keçiören - Kızılay metro uzatmasının bir durağı bu bölgede bulunuyor.



30 Kasım 2020 Pazartesi

Darth Vader Hayata Gözlerini Yumdu


Star Wars serisinin üçlemesine hayat veren efsane oyuncu, İngiliz aktör Dave Prowse 85 yaşında hayata gözlerini yumdu. 1935 doğumlu olan Prowse, birçok filmde rol almasının yanında,  üç kez  Britanya halter şampiyonluğu da  bulunuyor.

Solunum makinası gibi nefes alan ve yüzü görünmeyen Darth Vader, film fanları tarafından adeta ilahlaştırılmış bir karakter. Dünya'da ve ülkemizde sokak ve toplumsal aktivitelerde Darth Vader kostümlü insanlarla  karşılaşmanız mümkün. 

21 Kasım 2020 Cumartesi

Notre-Dame’ın Kamburu / Victor Hugo




Kitabın öyle bir sonu var ki en son yazacağımı en başta yazmadan edemedim.

Kitap aslında birden fazla kitabın toplanması ile oluşuyor. Tahmin edildiği gibi başından başlayıp yürüyüp giden bir konu yok. Kitapçıklara göre farklı konular ele alınmış. 

Mesela yazarın özellikle vurgulamak istediği konuların başında; Paris'in gotik mimarisi, sanat eserlerinin günden güne tahrip edilmesi, kilisenin ve din adamlarının hukukun üzerinde bir kutsallığa sahip olması, toplumun zengin ve fakir olarak çok keskin bir şekilde ayrılması bulunuyor. Kiliseye değinmişken, bir çok noktada kiliseye karşı bir meydan okuma ve komik adaleti sorgulama vurgusu yapılmış.

Tabi kelime aralarında çok ince mesajlarda var. Mesela benim en dikkatimi çeken konu, matbaa ile mimarlık arasındaki savaş vurgusuydu.

Kitabın diğer boyutu, bizim Quasimodo ve Esmeralda arasında geçiyor. Burada çok dramatik ve duygusal, bir o kadar da gizemli sahnelere şahit oldum. Konun içeriğine girmiyorum gizemi bozulmasın. Ama kitabın sonu beni yedi bitirdi. :)

5 Kasım 2020 Perşembe

"Bir Delinin Hatıra Defteri" online olarak izleyici ile buluşuyor.


Bir Delinin Hatıra Defteri

Aradan hayli zaman geçti. Zamanında biletini çok zor bularak valide ile Ankara Akün sahnesinde  izlemiştik  bu oyunu. Erdal Beşikçi oğlu katlanır bir platform üzerinde dönerek oynuyordu. 360 derece dönerek oynandığı için oturduğunuz konum çok önemliydi. Çünkü bazı koltuklar oyun sürecinin genelinde platformun arkasında kaldığı için bir çok izleyici  Erdal Beşikçioğlu'nu arkadan görmek zorunda kaldılar. Koltuklar numaralı olmadığı için salona giren istediği koltuğu kapıyordu. Bizde uyanıklık edip vip koltukların arkasını kapmıştık. Ne de olsa Erdal bey vip koltukları arkasına alıp oynayamaz diye düşünmüştüm.  Haklı çıkıp çok keyif alarak izlemiştim. 

Korona nedeniyle olsa gerek bu oyun bu sefer  online üzerinden seyirci ile buluşuyor. Oyun Tatbikat sahnesinde oynanacak. 18 Kasım 20.30'da seyretix  net üzerinden izleyebilirsiniz.

1 Kasım 2020 Pazar

Gözleri Tamamen Kapalı

 





Süre: 2s 39dk

Tür: Dram, Gerilim

Oyuncular: Tom Cruise, Nicole Kidman

IMBD: 7.4

Yönetmen: Stanley Kubrick


Kubrick'in rahmetli olmadan önce çektiği son film olan yapımı iki şekilde ele almak lazım. Birinci kısım yüzeysel işleyiş, yani evli bir çiftin aldatma yada evlilik dışı ilişkiye bakış açıları. Fakat asıl bomba ikinci kısımda başlıyor. Filmin derin sularında tehlikeli vurgular var. 

Kuprick, dikkatli sinemaseverlerin bildiği üzerine sahnelere yerleştirdiği mesaj veren sembolleri ile ünlüdür. Bu filmde de beynin sınırlarını zorlayan sembol ve mesajlarla sürekli karşılaşıyoruz. Yalnız filmi çok detaylı izleyip yorumlamak lazım. İşte bahsettiğim ikinci kısım burada devreye giriyor. Film bariz illuminati üzerine oynuyor. Gizli yapılan sapkın ritüeller, gizlenen yıldız figürleri bariz şekilde mesajlar içeriyor.

Anlatacak çok şey var ama kendiniz izleyip kendiniz yorumlayın. Hatta başka kaynak ve blog yazılarından filmin analizini mutlaka okuyun. ( izledikten sonra!!!)

* Kubrick, bu filmin çekimlerini bitirdikten dört gün sonra ölüyor. Bazıları , illuminati ifşası üzerine tarikatın intikamı yada yönetmenin susturulması şeklinde yorumluyor.

* Filmde verilen semboller ve mesajlar üzerine internette çarşaf çarşaf açıklamalar ve tartışmalar bulabilirsiniz. 

* Filmin çekimleri 3 yılı buluyor. 3 yıl içinde 400 gün çekim yapılmış. ( Bu bir rekor)


Her yönü ile mükemmel bir film. Çok ince detaylar, mesajları barındırıyor. Son olarak uyarmadan edemeyeceğim, filmde cinsellik çok fazla ön planda. 

19 Ekim 2020 Pazartesi

İvan Gonçarov - Oblomov


İvan Gonçarov - Oblomov




 
"Oblomov" demek en basitinden tembellik demek. Hani derler ya oturduğu yerden onu getir bunu getir, şunu yap tam olarak öyle işte.

Baş aktörümüzün adı  İlya İliç. Oblomov, tabiri kendisi için kullanılıyor kitapta. Kitabı okurken ciddi ciddi içim kasvetle doldu. Yahu bir insan bu kadar amaçsız yaşar mı? Para hesabını yapamaz. Sevdiği kıza açılamaz vs vs.

Odasında oturan, daha doğrusu yatan İlya İliç her türlü işini yattığı yerden garip uşağı Zahar'a gördürür. Kendisinin bir çiftliği vardır. Oradan gelen azıcık geliri ile geçinir fakat bu paraya göz diken etrafındaki dost görünümlü akbabalar bu arkadaşı bir güzel yolar. Çünkü tembelliği beynine de  sıçramıştır, hesabını kitabını kendi yapamaz.

Tembelliğin üzerine kurulu roman,  hiç bir işini göremeyen hatta kendisinden hoşlanan ama ona bile açılamayan rahatına düşkün boş bir insanı anlatıyor. Konu kimi zaman durağanlaşsada genel olarak akıp gidiyor.

9 Ekim 2020 Cuma

Mulholland Çıkmazı



Süre: 147dk

Tür: Dram , Gerilim , Gizem

Yönetmen: David Lynch

Yapımı: 2001 - ABD ,  Fransa

IMBD: 8



Sıkılırım ön yargısıyla başlayıp, sonrasında gittikçe beni saran, en sonunda da ben ne izledim böyle diye beynimi yakan bir filmdi. Filmin en başında bir kaza, bu kazadan kurtulan bir kadının, Hollywood film sektöründe iş bulmaya çalışan başka bir kadınla karşılaması ve sonrasında güümmmm. Bir anda konu bambaşka yere dönüyor. Siz filmin en başını düşünürken aslında kimin, kim yerinde olduğunu anlamaya çalışıyorsunuz.

+ Yorumlara baktım, kimisi hiç beğenmemiş ama  kimisi de acayip beğenmiş.  Ben şahsen beğenenlerin tarafındayım.

+ Film çok düşündürücü hatta anlamak için bir kaç kez daha izlemek lazım. Ama ben kendime güvenemedim. Malum birkaç kez daha izleyip gene anlamamakta var . :) Neyse ki detaylı film analizi yapan forumlar sayesinde az çok çözebildim. 

+ Filmin ana teması; sinema sektöründeki dönen torpiller ve aslında torpil bulamayan yetenekli kişilerin sektörde iş bulamaması. Aslında bu olaya sadece film sektörü ve dönemin ABD'si için geçerli değil. ;)

- Eleştiri olarak; cinsellik ve eş cinsel vurgusu abartı şeklide izleyicinin gözüne sokulmuş.

 

3 Ekim 2020 Cumartesi

"Net Piknik" Ankaralılar ile yeniden buluştu.


Kuruluşu 1950'li yıllara, Ankara Sakarya caddesindeki varlığını ise 1987'den beri sürdüren Net Piknik, 29 Aralık 2019 gecesi sevenlerine beklenmedik bir sürpriz yaparak kapanmıştı. Fakat hasret sadece dokuz ay sürdü ve Net Piknik aynı sıcak ve profesyonel ekibi ile beraber, Eylül ayında tekrardan müşterileri ile buluştu.




Ankara'da artık uzun  soluklu eskiye dayanan mekan bulmak çok zor. Haliyle tutunmaya çalışan mekanların kıymetini bilmek lazım. Zira bu tip işletmelerin kendine has oturmuş bir mutfak kalitesi, orijinalliği oluyor. Bunu da her yerde bulabilmeniz mümkün değil. Çünkü genellikle yeni mekanlar, mutfak lezzetini birbirinden kopya ederek tutunmaya çalışıyor. Haliyle orijinallikten uzak, her yerde bulabileceğiniz sahte lezzetler ortaya çıkıyor. 





Net Pikniğin mutfağı ise, yılların getirdiği tecrübe ve sürekli müdavimi olan  müşteri tabakası ile sağlam bir sinerji oluşturmuş durumda. Bende Kızılay'a sürekli giden biri olarak Net Pikniğin lezzet fabrikasından çıkan yemekleri tadıyorum. Izgara çeşitleri, et salatası ve sütlü tatlıları hayli başarılı. Bunun yanında püfür püfür esen terasında karışık kuruyemiş ve buz gibi bira içmenin de tadı bir başka.


Net Piknikte çıraklıktan yetişen, yılların tecrübesi ve bu lezzet fabrikasının mimarı Serkan usta. 





Fiyat olarak gayet uygun bir seçenek sunan Net Piknik, tekrardan kaldığı yerden devam ederek müşterilerini ağırlamaya devam ediyor.




27 Eylül 2020 Pazar

Birdman veya (Cahilliğin Umulmayan Erdemi)

 





Süre: 119dk

Tür: Dram , Komedi

Yönetmen: Alejandro González Iñárritu

IMBD: 7.7 

2015 En iyi film dalında Oscar Ödülü.

 
Daha önce "Birdman" isimli film serisini  canlandıran Riggan, gözden düşmenin verdiği gaz ile kendini yeniden ispatlamanın derdine düşer. Kendi kurduğu tiyatroda rol alıp yönetmenlik yapan Riggan bir türlü istediği başarıyı yakalayamaz. Sıkıntılar peşini bırakmaz, ekibi ile çatışır, kendisine asistanlık yapan kızı sürekli sorun çıkarır ama en önemli sorunu, sürekli kulağına  fısıldayan ve onu sürekli zorlayan egosunun sesidir.

İç konuşması ile çatışmalar yaşayan bir oyuncunun mücadelesinin anlatıldığı filmde   öyle süper kahraman vurgusu falan yok. Daha çok psikolojik, yada sanatsal türe yönelik. 

Benim ilgimi çeken, konusunun yanında çekim tekniği oldu. Sahne akışları hayli ilginç şekilde tasarlanmış. Çekim sürekli devam ediyor, hiç bir şekilde görüntüde kopmalar ve farklı bir sahneye bağlanmalar olmuyor. 

Yorumlara bakınca kimisi çok beğenmiş kimisi sıkıcı bulmuş. Ben  beğenenlerin tarafındayım. Ara vermeden kendinizi vererek izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız.







22 Eylül 2020 Salı

George Orwell - Aspidistra



Kitap aslında klasik bir şeklide başlıyor ama dokunduğu nokta paranın getirdiği ekonomik sistem.

Kütüphaneci olan Gordon kendi halinde yaşayan sıradan bir vatandaş olup birde sevgilisi vardır. Paranın hesabını takıntı derecesinde çok iyi yapan bu arkadaş harcamalar üzerine oluşan sömürü sistemine takıktır. Bunun yanında sağlam bir erkeklik gururu da vardır. Parasız kaldığı zaman kız arkadaşına kesinlikle hesap falan ödetmez. Öylede bir yanımız var yani. Gel zaman git zaman işler bozulur yapmam dediği sefil işleri çok az ücrete yapacak hale düşer. 

Bazende şiir yazmaya yeltenir ama başladığı şiiri bitremez.

Parasal sistem üzerine eleştiri içeren kitap, ya sisteme uyarsın yada sistemin dışında kalır sefil olursun tezini işliyor.



15 Eylül 2020 Salı

The Big Lebowski ( Büyük Lebowski )

 

The Big Lebowski ( Büyük Lebowski )

IMBD: 8.1

Yönetmen: Joel Coen, Ethan Coen

Yapım Yılı: 1998


Soy isimleri karıştıran mafia teşkilatı, zengin Lebowski yerine gelir bizim gariban Lebowski'yi bulur. Sonrasında durumu öğrenen bizimkisi, gider zengin olan diğer adaşını bulur. Tanışmanın sonucunda sağlam bir iş teklifi alır. Ve eğlence buradan sonra başlar.

- Film değişik bir tür. Yani komedi gibi ama bildiğimiz gibi bir komedide değil. Herkes beğenmeyebilir.

- Arka planda hep gizemli bir hava var. Filmin en çekici yönü burası.

- Sahne aralarında mayhoş bir müzik ile sunulan sürreal ara sahneler, filmi ayrıca gizemli  hale getiriyor.

- Lebowski karakterini Jeff Bridges canlandırıyor.

- Çoğu eleştirmen tarafından, "Kara Mizah" türünün en iyi örneklerinden biri olarak gösteriliyor.

- Film, 2014 yılında ABD Ulusal Film Arşivi'ne girmeyi başarmış.


3 Eylül 2020 Perşembe

Aklım Karıştı (Girl, Interrupted)

 




  2s 7dk 

 DramBiyografik

Yönetmen: James Mangold

IMBD: 7.3


Guguk Kuşu filmi misali akıl hastahanesindeki bir grup hastanın birbirleri ile ilişkileri, kavgaları ve dayanışmaları anlatılıyor filmde. Fakat Guguk Kuşu filminde,  hastaları kontrol eden, zeki bir karakter vardı, bu filmde böyle biri yok. Daha ziyade hastaları kıskanan ve hastahaneyi birbirine katan Lisa isimli bir çatlak var. 

Susanna kendi isteği ile bu hastaneye yatmak ister ama kendi isteği ile iyileşemeden çıkamaz. Lisa ile ilk başlarda kavga eder, sonra her zaman olduğu gibi kanka muhabettine girerler. 

Anlaşıldığı üzere bir grup hastanın davranışlarının işlendiği film, samimi bir şeklide izleyiciye yansıtılmış. Kavgaları, dramları, hayatta başlarına gelen kötü şeyler, hastahane personeline karşı örgütlenmeleri çok eğlenceli ve duygusaldı.

Susanna karakterini Winona Ryder, Lisa karakterini ise Angelina Jolie'nin canlandırdığı filmin IMBD puanı 7.3 .

23 Ağustos 2020 Pazar

Son Av - Jean Christophe Grange



Son dönemlerde Kongo taraflarına kafayı takan yazar, şükürler olsun ki son iki kitabında normal çizgisine dönmeye başladı. :)

Alanında ünlü komiser Niemans, yanına aldığı slav İvana ile beraber, Faransa - Almanya sınırındaki acayip bir cinayetin peşine düşer. Bu işin peşini kovalarken kendilerine Alman poliside destek verir. İşler gelir dolaşır tam bir av manyağı olan krallık misali bir aileye dayanır. Konu dallanır budaklanır taaa Hitler dönemindeki acayip bir çeteye kadar gider. 

Okurken ufak ufak tarih bilgisinede sahip olduğumuz kitapta, zenginliğin geniş duvarlarında insanların nasıl sapkın eğlencelere düşkün olduğunu görüyoruz.

Polis-cinayet-gizem üçgenini barındıran kitap  film tadında akıp gidiyor.

18 Ağustos 2020 Salı

7.Nesil Yeni iPad-32GB




Bende bu modelin 6. nesil olanı var. Bendeki modele göre Ekran 10.2" olmuş. Ram tarafında ise bendeki 2 GB şeklindeydi fakat bu modelde 3 GB yükseltilmiş. İşlemci olarak ikisinde de A10 kullanılıyor. Bu modele direk klavye bağlayabiliyorsunuz. Geri kalan özellikleri zaten aynı. 

Ben 2018 yılının sonlarında 6. nesil olan versiyonunu 1799 TL'ye almıştım. O dönemde eğitim tableti olarak tanıtılmıştı. Fakat şimdi bakıyorum teknoloji marketlerde 2.799 TL'den satılıyor. 1000 TL fark oluşmuş durumda.

İki yıl olmasına rağmen ben çok memnunum. Şarj süresi ilk aldığım günkü gibi stabil çalışıyor. Kamerası da 8 MP olmasına rağmen renk ve derinlik olarak başarılı işler çıkarıyor. Yazlım vs olarak şu ana kadar yavaşlama olmadı. 


8 Ağustos 2020 Cumartesi

İzmir Çevresi Gezi Yazısı

İzmir'in civarında gezilecek yer hayli bol. Zamanın el verdiği ölçüde konaklamayı İzmir içinde yaparak günü birlik bazı noktaları gezmeye çalıştım.

Gezi planımı İzmir'i merkez alarak Kuzey - Güney şeklinde ikiye böldüm

Kuzey: Eski - Yeni Foça

Güney: Kuşadası Dilek Yarımadası ve Zeus Mağarası.

Güney Rotası:

Güney rotasından pek fazla fotoğraf çekemedim. Elimde sadece Dilek Yarım adasında, insan elinden beslenen domuzların fotoğrafları var. 

Zeus Mağarasının serin sularına daldıktan sonra Dilek yarımadasına geçtik. Bu arada Zeus Mağarası, İzmir'e yaklaşık 130 km mesafede bulunuyor. Derinliği 10-15 metre olan mağaranın görünüşü hayli ürkütücü. Çivi gibi suda yüzdükten sonra Dilek Yarımadasının cennet denizi ilaç gibi geldi. 

Dilek Yarımadasına giriş araç başı 21 TL. Bölge, milli park statüsünde. Milli park içinde, soyunma kabini wc, duşluk vs bulunuyor. Yeme - içme olayını milli parkın dışından çözmeniz gerekiyor. İçeride satış yapan işletme görmedim. 4 adet koy bulunuyor, istediğinizi seçip yüze bilirsiniz. Plajda gezerken yanınızdan yavruları ile beraber geçen domuz sürüsü görürseniz korkmayın.






Buradan ayrılınca, 2012 yılında kıyamet senaryolarının sığınak merkezi olan Şirince köyüne gittik. 30-45 dk yolculuktan sonra uzun virajları tırmanarak köye vardık. Köyün normal yolunun haricine Selçuk ilçesinin hemen merkezinden ikinci bir yol daha yapılmış. Köyün otoparkı her zamanki gibi ücretli. Araç başı 15 TL. Otoparkın üstünden tur atacak şekilde köyü gezmemiz önerildi. Otoparkın üstünden yenilenen kiliseleri gezdik. Pervin Ablanın yerinde yemek yedik. Bu mekan köyü tepeden görüyor. Fiyatlar abartılı değil  (mantı 27 TL, kuru fasulye 22 TL, gözleme 15 TL). Ben kuru fasulye yedim, küçük güveçte geldi ve tadı enfesti bayıldım. Köyün dokusu çok güzel. Eski kiliseler yenilenmiş, meşhur şarap evleri bir çok noktada var. Akşam saatlerinde bir çok noktadan müzik sesleri duymanız mümkün. 












Kuzey Rotası:

İlk olarak Yeni Foça'ya gittik. Çarşısı güzel, yeni yapılar dokuya uygun  ama plaj çevrisinde bir tane soyunma kabini duşluk yok. Duş, wc gibi hizmetleri para karşılığında çevredeki işletmelerin içerisinden alabiliyorsunuz. Yani 7 TL veriyorsunuz, yol kenarındaki pub tipi işletmelerin içinde giyinip duş alıyorsunuz. O kadar yer gezdim böyle bir saçmalık görmedim. Yeni  Foçayı tavsiye etmiyorum. 



İkinci yer olarak Eski Foça'ya gittik. Buraya akşam üzeri saatlerinde geçtik bu nedenle denize giremedik. Sahil kenarında uygun fiyata balık ekmek yemeniz mümkün. Deniz kenarı ve çarşısı çok güzel. Yeni Foça'dan sonra Eski Foça bizi kendimize getirdi. 





29 Temmuz 2020 Çarşamba

Germinal - Emile Zola


Etienne iş arayan bir maden işçisidir. Yolu, Voreux isimli maden ocağında kesişir. Sorar soruşturur, iş arar ve sonunda madende çalışmaya başlar. Bu madenin hemen yanında maden işçilerinin kaldığı lojman gibi bir madenci kasabası vardır.



Kapitalizme karşı içi nefret ateşiyle dolup taşan Etienne, sürekli şartları sorgular, sağda solda emekçinin haklarına karşı işçileri bilgilendirir. Kendileri düşük ücretle sürünürken, yönetimin sosyete yaşantısı üzerinden diğerlerine gaz verir. Daha sonra işçi ücretlerine yönelik maden yönetimi kısıtlamaya gider ve  Etinne, fırsat bu fırsat halkı  ateşler. Cümle alem yönetime karşı ayaklanır, greve katılmayanlar tartaklanır ve dövülür. İsyan çevre madenlere de sıçrar.



Neyse konu hakkında bu kadar spoiler yeter. :) Kitap anlaşılacağı üzere kapitalizm vurgusuna yönelik.  Kapitalizme karşı anarşizm silahını gösteren yazar baya dişe diş bir mücadeleyi anlatmış bizlere. 



Karşılıklık konuşmalar, madenci köyündeki sefillik, küçük evlerde kalabalık ailelerin yaşantısı, maden çukurlarında, çıplak ayak suyun içinde veya ateş gibi galerilerde çalışmak zorunda çalışan insanların dramı gerçekten çok etkileyici anlatılmış.  



Kapitalizmi önümüze nar ekşisiyle koyan yazar, unutulmayacak bir baş yapıt bırakmış. 

14 Temmuz 2020 Salı

Küre Dağları Gezi Yazısı

Kastamonu ili, Pınarbaşı ilçesinde  bulunan bu bölgede gezilecek hayli nokta var. Fakat zamanın yanında ayrıca konaklama ve rehber zorunluluğu da işin içine girince hedefleri üç noktaya kadar indirmek zorunda kaldım.

Belirlediğim noktaların Ankara'ya uzaklığı 300 km mesafede bulunuyor. Yaklaşık 4 saat sürdü. Giderken Safranbolu'da kahvaltı yapıp lokumda aldık. 

1-)Horma Kanyonu: Kanyon girişinde inşaatlar var. Yani daha yeni yeni bir şeyler yapılıyor. Giriş ücretsiz (şimdilik). Sanırım WC de yok. Göz ucuyla baktım göremedim. Dediğim gibi tesisleşme daha yeni yeni gelişiyor. Burada tahmin edildiği gibi suların içinde cıbıl cıbıl ilerleyemiyorsunuz. Yani, bir Saklı Kent kanyonu gibi düşünmeyin. Çünkü Saklı Kent kanyonu bunun yanında biraz minyatür kalıyor. Kanyonun içinde ulaşım, kayalara tutturulan asma köprüler  ile yapılıyor. Asma köprünün izlediği rota aşırı uzun. Bir saat civarı yürüdük hala sonuna gelemedik. Zaten sonunda bizim ikinci durağımız olan Ilıca şelalesi var. Biz bu şelaleye araba ile gittik. Horma Kanyonu'na çok yakın.
















2-) Ilıca Şelalesi: Çok uzuuun yürüyüşün sonunda  arabaya ulaştık ve kanyonun hemen uzantısı olan, kanyonun serin sularının yaklaşık 15 metreden döküldüğü Ilıca Şelalesi'ne vardık. Şelalenin dibine kadar araba ile gidemiyorsunuz. Öncelikle arabayı otoparka bırakıyorsunuz. Ücreti, araç başı 5 TL. Civarda küçük bir bakkal ve gözlemeci var. WC ihtiyacını sadece bu gözlemecide giderebiliyorsunuz. Fiyatlar uygun ama benden tavsiye siz genede sipariş vermeden önce fiyatları sorun. Jandarmalara yakalanmadan şelaleye girmek isterseniz üstünüzü değiştirebileceğiniz tek yer gözlemecinin wc kulübesi. Dediğim gibi bölge doğa harikası ama en azından önemli ihtiyaçları gidermek için, yada yeme - içme alternatifi açısından sunulan imkanlar sınırlı. Neyse, yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüşten sonra şelaleye vardık. Manzarası mükemmeldi. Şelaleyi gören platformun altındaki çakıl taşlı bölgeye çocuklar ile inmek  yasak. Artı suya girmek komple yasak. Jandarmalar sürekli geziyor ve uyarı tabelaları var. Jandarmalar gidince suya giren gene giriyor o ayrı mesele.  


3-) Valla Kanyonu Seyir Terası: Biz, Horma Kanyonunda olduğu gibi bir gezi tekniği ile en azından bir noktaya kadar Valla Kanyonunu gezeriz diye tahmin etmiştik fakat bu kanyona sadece rehber eşliğinde girildiğini bölge insanından öğrenmiş olduk. Ilca şelalesinden çıkınca yönlendirme tabelalarında; Ejder Çukuru, Ilgarini Mağarası, Mantar Mağarası tabelaları var. Sorup soruşturmadan gitmek istemedik. Yolun  kenarında konuştuğumuz bölge insanı, bu bölgelere uzun yürüyüş ve rehbersiz gidilemeyeceğini söyledi. Zaten saatte ilerlediği için elimizde tek seçenek Valla Kanyonunu tepeden gören seyir terası kaldı. Fakat tam yola çıkarken konuştuğumuz kişi, çok daha yükseğe başka bir seyir seyir terası yapıldığını söyledi. Bizde şansımızı oradan yana kullandık. 15 km'lik araç ile gidilen  uzun dağ yolundan  terasa varınca yükseklikten başımız döndü. Terasın bir noktası, boşluğun üzerine kurulmuş ve aralıklı tahtaların altında  korkunç bir yükseklikten aşağıyı görebiliyorsunuz.






Küre Dağları çok büyük ve gitmeden önce planlaması yapılarak gidilmesi gereken bir yer. Zamanınıza göre bir planlama yaparak daha derinlemesine gezmek istiyorsanız bölgeyi bilen bir rehber ile en az iki günlüğüne gezmenizi tavsiye ederim.