Nana - Emile Zola

Bir kadın düşünün, erkeleri etrafına almış, istediği ile istediği gibi oynuyor. Bunların içinde toplumun hemen hemen her tabakasından insan var. Ama Nana'nın tercihi  genelde kontluk mertebesine ulaşan zenginler. Çünkü para onlarda.

Kadınların birbirini çekememesi, dönemin Paris'inin kokuşmuş ahlak düzeni, aile kavramının içinin boşaltılması ne ararsanız var. Bir diğer konu, erkeklerin güzel bir kadın karşısında ne derece zaaf sahibi olduğunun vurgulanması. 

Kitap yoğun şekilde psikolojik tahliller içeriyor. Bu yönü ile çok başarılı buldum. Dönemin evlerinin ihtişamı da detaylı şekilde betimlenmiş. Mobilya tarzları, duvar kaplamaları, evlerin genişliği ve tasarımları canlandırıcı şekilde tasvir edilmiş. 

Kitaba, kendinizi vererek okumanızı tavsiye ederim. Çünkü  yoğun bir isim kargaşası var. Diğer sıkıntı, bazı sahnelerde abartı şeklide betimleme yapılmış. Ama genel olarak başarılı bir kitap.

Rose Adası'nın İnanılmaz Hikâyesi

 

Özgürlükler Ütopyası

1968 yılının baskıcı İtalyan yönetimine karşı sivri bir mühendis, İtalyan kanunlarının işlemediği, İtalya karasularının hemen ilerisine yani uluslararası sulara, petrol rafinerisi gibi bir ada inşa eder. Sondaj sistemi ile su ihtiyacını da çözen mühendis, arkadaş çevresi ile adanın keyfini çıkarır. Daha sonra adanın namını duyan, tekneye atladığı gibi bu platforma çıkartma yapar. Adada özgürce partiler ve eğlenceler düzenlerler. Tabi bunu ticari bir kaynak olarak kullanan mühendis, parayı götürür. Daha sonra İtalyan hükümeti, her baskıcı yönetim gibi bu adaya da burnunu sokar. Daha sonra devreye Birleşmiş Milletler vs dahil olur. Baktılar iş kızışıyor, İtalyan hükümeti adayı havaya uçurur. 

Kaba taslak filmi özetledim ama içinde çok eğlenceli detaylar var. Öncelikle bu film gerçek bir olaya dayanıyor. Dönemin,  yansıtılan yaşam tarzı, kıyafetler vs gibi detaylara dikkat edilmiş. Yer yer araya serpiştirilen espriler, birlik olarak hareket etmenin gücü, silahı ve gücü elinde bulunduranın  acımasızlığı etkili şekilde yansıtılmış.