Sayfalar

25 Nisan 2024 Perşembe

Kapadokya - Zelve Açık Hava Müzesi

Hacı Bektaş Veli'den sonra bayramın 2. günü rotasını, bir güne sığdıracak şekilde Kapadokya Zelve Vadisi şeklinde tasarladık.  Bayramın birinci günü gecesi vakit geçirmek için en azından Nevşehir merkezi gezelim dedik. Fakat ne görelim. Koca şehirin merkezi acayip ölü vaziyette. Caddelerde kafa dağıtacak mekanları geçtim normal kafe yok gibi. Bir tane avm gördük başka hareket yok. AVM'nin güvenliğine sordum; üniversite taraflarında kafeler var dedi. O bölgeye gittik fakat sadece Starbucks tarzı üç beş kafe ve tavuk dönerci formatı  dışında hiçbir şey yok. Yani çevre ilçeleri bu kadar renkliyken, turizm potansiyeli hayli yüksek olan bir bölgenin merkezinin bu kadar ölü olması çok çok garip bir durum. 




Bayramın 2. günü sabahı Avanos'a kahvaltıya gittik. Nevşehir merkeze göre ortam mükemmel. İlçenin eski kent merkezi ırmağın kenarında yamaca kurulmuş. Tarihi dokuya uygun yer altı işletmesi tarzında çömlek vs satan hatta kendi çömleğinizi yapabildiğiniz ilginç satış noktaları var. Kızılırmak kenarındaki çay bahçeleri parklar vs baya güzeldi. Buradan ayrıldıktan sonra Zelve Açık Hava Müzesine gittik. Korkunç bir kalabalık vardı. Arabayı park edecek yeri dağ yolunda zor bulduk. Müze kart ile giriş yaptık. ( Müze Kart girişte satılıyor. Müze kart dışında başka bir giriş alternatifi yok. Tek geçişlik bilet gibi bir alternatif olabilirdi mesela. Fakat tek girişlik bilet yabancı turistler için var. Ücreti 12 TL. Müze kart ücreti tam 60 TL)


Zelve Vadisinin içinde belli bir rotaya göre devam eden patika bir yol var. Bu yolu takip ederek vadinin hemen hemen yerini gördük. Yaklaşık 1.5 saat gibi bir sürede sindire sindire gezebilirsiniz. Vadi içerisinde ev formatı yapıların dışında, şarap üretim yuvaları  ve kilise bulunuyor. 




Zelve Vadisinden çıkıp, Göreme tarafına giderken görülmesi gereken bir dünya nokta var. Fakat hem zamanımız dardı hemde kalabalık korkunçtu. Biz direk Göreme'ye gittik. Yoğun bir trafik konvoyundan sonra ulaşabildik. Göreme'nin merkezi çok hareketli. Özellikle mekanlar konusunda hayli zengin. Burada Çinli, Hintli ve Koreli hayli turist gördük. Yeme içme fiyatlarıda son zamlardan sonra uçmuş durumda. Bulabileceğiniz en uygun mekanda bile fiyatlar yüksek gelebilir. 

Sonuç olarak Kapadokya çok zengin gezi rotaları sunan bir coğrafya. Yani öyle bir iki günde sindire sindire gezilebilecek bir yer değil. Süre sıkıntısından dolayı ancak bu kadar gezebildik. Geniş bir zamanda Kapadokya'yı karış karış keşfedeceğim. 




18 Nisan 2024 Perşembe

Hacı Bektaş Veli - Gezi Notları



Bayramın ilk iki günü için izin kopardım biraz gezdim, ancak yazıya dökebiliyorum. Nevşehir tarafına bir rota çalıştım. İlk durak olarak Hacı Bektaşi Veli hazretlerinin türbesi ve müzesine gittik. 




Bayramın birinci günü olması nedeniyle açılış saat 13.00'da yapıldı. Saati bekleyene kadar hemen yukarıda Uğur Mumcu Park - Kafede vakit geçirdik. Kafe, konumu ve yeşilliği ile çok şirindi. WC ihtiyacı için kafenin altında ücretli wc'de bulunuyor ( 7.5 TL). Müzeye en yakın wc burada haberiniz olsun. 





Müzeye giriş ücretsiz. Yapı, iki ana kısımdan oluşuyor. Birinci bölüm dervişlerin yaşadığı, eğitim aldığı, nefsini terbiye ettiği alanlar. Sohbet alanları, eğitim alanları ve mutfak gibi alanlar bu bölümde bulunuyor. Ayrıca bu bölümde  tarihi bir cami var. Fakat enteresan şekilde bu cami için abdest alacak yer yok. Müzenin avlusunda tarihi oluklardan su akıyor ama buralarda abdest almak o yoğunlukta pek normal değil. Dışarıdaki wc'de de lavabolar dışında abdest almak için şartlar sağlanmamış.

Müzenin ikinci kısımında türbeler bulunuyor. İlk olarak Balım Sultan Türbesine gittik. Türbenin önünde tarihi bir ağaç var. Buradan çıkınca Hünkar Hacı Bektaş Veli HZ'nin türbesine gittik. Ortamın havası inanılmazdı. Yoğun bir sıradan sonra sandukanın yanına girebildik.


Balım Sultan Türbesinin önündeki ağaç








Hacı Bektaş ilçesi geleneksel yapıyı korumuş  çok güzel bir ilçe. Yerleri tertemiz. Halkı güleryüzlü ve yardım sever. Kime ne sorduysak hemen ilgili bir şekilde yardımcı oldular. Yüksek katlı yapılar, kentsel dönüşüm vs gibi bir durumun olmaması ilçenin klasik yerleşim tarzını korumuş, çokta güzel olmuş. 







Çevredeki esnaf; gelmişken çilehaneye gidin dediler ve oraya da gittik. İlçenin hemen dışında bir dağın zirvesinde minik bir mağara. Mağaranın içinden bir delikten dışarı çıkmaya çalışan insanlar vardı ama ben denemedim.