Yukarıdaki cümleyi bir kitapçıda, yeni çıkan kitaplar bölümündeki bir kitabın üzerinde gördüm. Kitabın kapağında bir kadın vardı. Özellikle kaşları yamaç paraşütü gibiydi. :) Sonra Frida ismini Netflix’de görünce filmine bari bakayım dedim.
Hayatın ilk tokadını küçük yaşlarda topal kalarak yiyen Frida, gençlik ve olgunluk çağında da bu tokat silsilesinden bolca yemeye devam eder.
Aslında ressamlığa ilgi duyar, hatta bu meslek sayesinde bir ressam ile tanışır evlenir. Fakat ressam abimiz resmen çok eşli havalarında takılan, hovardalığın doktorasını yapmış uçuğun biridir.
Hayatında yediği fiziksel darbelerin yanında, sevdiği adamdan da ruhsal darbe yiyen Frida, aldığı her hasar sonrasında toparlanmayı başarır.
Ortalamayı bence aşamayan film, iki saatlik süresinde de zaman zaman beni darladı.
Yamaç paraşütü benzetmesi güzelmiş:))) Mutlu pazarlar.
YanıtlaSilTeşekkürler, size de mutlu pazarlar:)
SilHemde tam uçuk :)
YanıtlaSiltımıms izlemeyiz :)
YanıtlaSil:))
Silsevemedim ben de siz de güzel özetlemişsiniz :)
YanıtlaSilTesekkür ederim :)
SilNetflix çok izlemiyorum ama anlatımınıza göre ben de sevemedim. Yamaç paraşütü :D
YanıtlaSilHe he he aynen yamaç paraşütü gibi :)
SilBen izlemedim ama bu kadının kaşlarını almaması bana oldum olası çok garip gelir. Yani inceltse, biçimlendirse, daha güzel bir kadın olacak ama psikolojik olarak sanırım güzel olmak istememiş. Böyle bir psikolojik hastalık mı diyeyim, durum mu diyeyim varmış.
YanıtlaSilçok garip ve uçuk bir kişilik.
Sil