6 günlük tatil süresince konaklayacağımız noktayı, Balıkesir'in Burhaniye ilçesine bağlı, sahil beldesi olan Ören olarak belirledik.
Gezi rotamızı, Ören'in kuzeyi Kaz dağları ve güneyi Şeytan sofrası-Cunda şeklinde planladık.
Kaz Dağlarında benim daha önce kısmen gördüğüm yerleri de gezi rotasına dahil ederek üç noktaya göre şekillendirdik.
1- Şahindere Kanyonu
2- Pınarbaşı Kaz Dağları Milli Parkı
3- Sütüven Şelalesi ve Hasan Boğuldu Göleti
Kaz Dağları resmen kendi içinde ayrı bir dünya. Bu nedenden ötürü tatile başlamadan önce zamandan kazanmak ve verimli gezmek için mutlaka önceden bir gezi planı yapın. Daha önce oraları gezen kişilerin yorumlarını mutlaka okuyun.
Şahindere Kanyonu (Giriş ücreti kişi başı 3 TL)
Altınoluk ilçesinin hemen içinden sanayinin kenarındaki bir yol ile buraya ulaşıyoruz. Kanyonun hemen başlangıcında düzenli bir piknik alanı var. Aynı şekilde WC'de bulunuyor.
Bilek seviyesinde olan buz gibi suyun içinde yürüdükçe ilerleyen yerlerde suyun derinliği ve akış hızı artıyor. Kimi yerlerde minik göletlerde gördük. Burada yürümek için yanınızda lastik yürüyüş ayakkabıları bulundurursanız çok iyi edersiniz çünkü kuvvetli akan suda dengenizi korumanın yanında birde terliğinizin çıkmaması için uğraşıyorsunuz.
Kimi yerlerde benekli yavru alabalık yavrularını da görüyoruz. Yaklaşık 500 m yürüyüşün sonunda orta büyüklükte bir şelaleye vardık. Şelalenin döküldüğü yer derin. Haliyle şelalenin yakınına gitmek için yüzmeniz gerekiyor. Suyun içinden çıkamadığımız için haliyle bu şelalenin fotoğrafını çekemedim. Su çok soğuktu ama berrak derin sulara dalmak çok eğlenceliydi. Kayalardan atlayanlar da vardı ama ben atlamadım tırmanmaya üşendim :) . Ben göremedim ama rehber eşliğinde ekipman ile şelalenin de üzerine tırmanıp kanyonda devam edilebiliniyormuş ama dediğim gibi rehber vs görmedim.
Pınarbaşı Kaz Dağı Milli Parkı (Giriş araç başı 21 TL, WC 1 TL)
15 sene önce buranın yolu üzerinde ağlayan şelale adıyla ün yapmış bir piknik alanı vardı. Özel işletmeye ait olan bu yere bu sefer giriş yapmadık. Gerçekten küçük bir şelale var isteyen girebilir ama giriş araç başına 20 TL. Biz aynı yolun üzerinde bulunana Pınarbaşı adındaki milli parkın piknik alanına gittik bu sefer. Bu tesis devlet tarafından yani Orman Genel Müdürlüğü (OGM) tarafından işletiliyor. İçinde gene planlı-düzgün bir piknik alanı var. Ortada akan buz gibi bir dere, derenin ilerisinde iki küçük gölet, göletin yanında birde restoran var. Biz hazırlıksız gittiğimiz için restoranda yemek yedik. Çınar ağaçlarının gölgesinde, serin havada hemen dibinizde akan buz gibi suyun yanında yemek yemek çok keyifliydi. Buradan bizim yediğimiz yemek ücretlerini de yazayım, gidenler olursa önceden haberleri olsun.
-Kaşarlı alabalığın porsiyonu (hayli doyurucu) 30 TL, kaşarsız alırsanız 27 TL
-50 cc'li şişe bira 18 TL
-Sade soda 3 TL
Not: Kapıda ödediğiniz otopark ücretinin fişini atmayın, OGM ile restoran anlaşmalı. Fişi hesap öderken verdiğiniz takdirde 20 TL indirim uygulanıyor bilginiz olsun.
Not: Kapıda ödediğiniz otopark ücretinin fişini atmayın, OGM ile restoran anlaşmalı. Fişi hesap öderken verdiğiniz takdirde 20 TL indirim uygulanıyor bilginiz olsun.
Sütüven Şelalesi ve Hasan Boğuldu Göleti
Edremit'ten Çanakkale'ye giderken Akçay ayrımı taraflarında fakat sağ tarafa doğru bir yol ayrımı var Zeytinli Köyü şeklinde, ister buradan gidebilirsiniz, isterseniz de daha ileride Kızılkeçili Köyü ayrımından girip bu köyün devamından şelaleye ulaşabilirsiniz. Daha önce okuduğum gezginlerin yazılarında bu köyün adına sık rastladığım için bu köy üzerinden şelaleye gitmek istedim. Köy gerekten çok güzel, eski binaları, meydandaki kahveleri ile değişik bir havası var. Görmedim ama daha önce yaptığım araştırmalara göre burada konaklama imkanı da varmış. Bu köyün bir diğer özelliği de piknik alanının olduğu alanda 850 yıllık koca çınara ev sahipliği yapması. Buraya kadar gitmişken yaşına hürmeten bu dev çınarı görmemek olmazdı.
Köyü geride bırakıp şelaleye doğru virajlı yollardan çıkıyoruz. Çok dar yollardan geçtikten sonra vadinin solundan şelaleye varıyoruz. Bu bölgeden yani Kızılkeçili köyünün yolundan şelaleye giriş için OGM kişi başı ücret alıyor (7 TL) . Zeytinli köyü yolunda yani vadinin sağından şelaleye giriş yaparsanız giriş ücreti olarak araç başı ödeme yapıyorsunuz onunda ücreti 21 TL. Unutmadan WC ücreti de 1 TL.
Sütüven şelalesi ortalama 20-30 metre yükseklikten akıyor. Vadinin karşısına ince ve ürkütücü bir köprüden geçiyoruz. Ve başlıyoruz yukarıya doğru yürümeye. Fakat ne görelim, her yer mangalcı piknikçi dolu. Yani bu kadar harika bir doğal malzeme var elinizde burayı daha verimli kullanma imkanınız varken buz gibi akan suyun kenarına pikniğe ve mangala izin vermişsiniz. Belirli bölgelerde mangal serbest ama vadinin her yerinde piknik serbest bırakılmış. Tam doğa ile iç içe yürürken tepenizdeki kayalarda çekirdek çitleyen kola içen birilerini görmeniz mümkün. 15 sene önce geldiğimde böyle bir durum yoktu. Denetim daha güçlüydü. Her şeyi geçtim kontrolsüz piknik demek aynı zamanda çevre kirliliği demek. Çünkü milletin çöpünü kabuğunu döktüğü akarsu daha aşağıda Sütüven şelalesinin altındaki insanların üzerine dökülüyor. Neyse, 400 metre yürüdükten sonra Hasan Boğuldu göletine varıyoruz. Burada da benzer manzaralar var. Kafayı kayalarda çeken genç takımı bağıra çağıra kayalardan sulara atlıyordu. Kıyıdan köşeden kimseye bulaşmadan bizde suya girdik. Su öyle böyle değil inanılmaz soğuktu. Soğuk ve derin olan sudan çıktıktan sonra resmen vücudum yanmaya başladı. Sonuç olarak doğa olarak mükemmel fakat işletme olarak rezalet olan bu bölgeyi de geride bırakarak gezimizin Kaz dağları etabını tamamladık.
Mıhlı Şelalesine bu gelişimizde gidemedik. Yolunuz buralara düşer ve vaktiniz olursa mutlaka gidin.
Şeytan Sofrası ve Cunda Adası ( Giriş ücreti araç başı 10 TL, WC 2 TL )
Ören'in kuzeyindeki gezi noktalarını tamamladıktan sonra sıra geldi güneyde belirlediğimiz noktalara.
Ayvalığı geçince koyların kenarından virajlı rampaların sonunda Şeytan Sofrası'na ulaşıyoruz. Manzarası mükemmel, fakat bizim gittiğimiz gün hava güzel değildi. Şeytanın ayak izi olduğu iddia edilen oyuk dışında şeytan ile alakalı başka bir şey göremedik. Birde kapıya şeytan heykeli koymuşlar o kadar. Manzara eşliğinde çay içip bol bol fotoğraf çekebilirsiniz. Fiyatlar ortalama.
Tekrar Ayvalığa dönüp oradan Alibey Adası (Cunda Adası) yönünde ilerliyoruz. İki bağlantı köprüsünü geçtikten sonra yolu takip ederek sahil kenarına kurulmuş adanın merkezine vardık.
Sahil şeridi çok canlı, hediyelik eşya, süs eşyası satan bir dünya esnaf-dükkan bulmanız mümkün. Ara sokaklarda tarihi evler, evlerin renkli kapıları ve eski evlerin içinde açılmış olan pub tipi mekanlar ilgi çekici ve yaratıcı olmuş. Yemek yeme konusunda şöyle bir tüyo vereyim. Deniz ürünlerine yönelik restoran tipi işletmeler sahil kenarında sıra sıra dizili ve bu yörenin en meşhur yemeği sardalya balığının küçüğü olan papalina balığı. Sahil şeridindeki restoranlarda birbirinden farklı fiyatlar var onun için yemek yemeden önce liste fiyatlarına bakarak sıkı bir araştırma yaptık. Biz tercihimizi VİRA CUNDA isimli restorandan yana kullandık. Papalina porsiyon+ salata+ kola şeklindeki bir menü yapmışlar fiyatı da 30 TL ve diğer yerlere göre daha uygundu.
Balığı pişirme şekli ve sunumları çok başarılıydı. Ortaya gelen salata hayli büyüktü. Merak edenler için 33 cc'lik şişe biranın fiyatı 22 TL. En son fiyatta bile indirim yaparak güzel bir jest yaptılar.
Güney bölgesini de bitirdikten sonra biraz da Ören ve civarından bahsedeyim.
Ören tam emekli yeri. Sessiz sakin kalabalık değil abartı sıcak değil fakat denizi biraz soğuk. İskele tarafında gece hayatı hareketli. Çarşısı herkese hitap edebiliyor. Beldenin sağ tarafında çadırlı kamp alanları bile bulunuyor. Gene bu gölgede yeşillikler içinde kafe-bar-restoran karmasının bulunduğu gezi yolları var. Gezi yolunun hemen aşağısında halk plajı (duşluk-wc bulunuyor) var. Bu bölgenin meşhur Ayvalık tostunu bende denedim, fakat Ankara'da Ayvalık Tostu diye yediğim tost hem daha büyük hem daha lezzetli hemde daha ucuzdu. :) Yani çok bir esprisi yok. Görmeyeli Akçay'da hayli büyümüş kalabalıklaşmış. Çarşısında adım atılacak yer yok.
Bu bölgede, zamanı verimli kullanıp doya doya tatil yapmak istiyorsanız dediğim gibi bölgede gezilecek noktaları mutlaka önceden belirleyin ve gün sırasına koymayı unutmayın. :)
En sevdiğim gezi rotamızdı benim için. Annemin doğum gününde gitmiştik. Harika ötesi yerler harika ötesi!! Okurken de gezerken de içim kıpır kıpır oluyor! Yazınızı çok beğendim gezi yazılarının devamını bekliyorum. Ayrıca bloguma da biz ziyaret yaparsanız çok sevineceğim :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim.Gezdikçe yazmaya devam edeceğim.Hemen takibe alıp ziyaret ediyorum :)
SilNe kadar güzel yerler bunlar böyle. Fotoğraflara baktıkça için açıldı diyebilirim. Memleketimizin her yerinde böyle cennet köşeler var. Bir de kıymetini bilsek.
YanıtlaSilKıymetini bilemiyoruz maalesef, denetimde olmayınca durum daha vahim olabiliyor. Keşfedilmeyi bekleyen çok yerler var ülkemizde,şimdide Küre Dağlarını merak ediyorum ama o taraf ters kalıyor,kısmet bakalım :)
SilGÖRSELLER HARİKA, TANITIM ÇOK GÜZEL TEBRİKLER.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :)
SilÜlkemizin cennet köşelerini tanıttığınız için teşekkürler. Keşfetmeye devam ��
YanıtlaSilAynen öyle keşfetmeye devam.Teşekkürler :)
Sil